18.5.17


CENNETTE UZUN BİR KIŞ 

Terk etmek mi? Terk edilmek mi ? Acı yaşatmek mı ? Acyı çekmek mi ? 

1980 ve 1990’larda Ankara’da geçen acı ve acıyı paylaşmak üzerine yoğunlaşan, Aşk, ayrılık acısı, geleneksel aile yapısı, din-mezhep ayrışmaları, sosyal sınıf çatışması, kapalı kapılar ardında yaşanan cinsel istismarın sonuçlarının hayata yansıması gibi konu zenginliği olan sürükleyici romanın yazarı Barış Tuna lansmanı için seçtiği mekan Kalabalık Restaurant’da romanı kadar keşfedilmeyi hak eden güzellikde idi.

Başarılı yazar Barış Tuna  ilk romanı Düşbilimi’nden 16 yıl sonra yayınlanan, Sinema filminede uyarlanacak olan ikinci romanı Cennette Uzun Bir Kış kitabın lansmanı 16 Mayıs 2017 Kadıköy Yel değirmeni Duatepe sokakda bulunan romanı gibi gizli bahçesi olan Kalabalık Restauran’da gerçekleştirdi.

Barış Tuna ile yaptığımız kısa söyleşide çalışmaların on üç yıl kadar sürdüğünü uzun soluklu nefes aldıkdan sonra içini çekerek söylüyor.

Kutsal aile miti üzerine eleştiriler yaparken kaynağını yıllarca yaptığı gözlemleri, akademik okumaları ve hayattan çektiği anlar oluşturuyor.

Sinemaya uyarlamanın ilk adımı olarak, Görsel dünyasının zenginliğiyle öne çıkan, video art çalışması yapılan, Barış Tuna’nın Cennette Uzun Bir Kış kitabı roman kahramanlarını canlandıran sinema oyuncularıda lansmanda hazır bulundular.

Böylelikle Barış Tuna bir ilk imza atarak, yeni romanı Cennette Uzun Bir Kış'ın sinemagraf tekniğiyle çekilmiş videoları Türkiye'de hatta dünyada inovasyon özelliği taşıyor.

Cennette Uzun Bir Kış’ın Video art çalışması hakkında bilgileri sorduğumuzda Barış Tuna, Murat Tuncalp. videonun editörlüğünü üstlendiğini Çekimlerin Galata'da Georges Hotel ile Alex’ Restoranda yapıldığını, Romanın karakterleri Aslı, Meral, Umut, Serhat ve Babaya hayat veren oyuncular Ece Ertez, Kısmet Ekim Tekinbaş, Anıl Çağlar Tel, Christopher Kunz ve Cadas Ali Cakir olduğunu öğreniyoruz., 
 
Hikayeyi dile getirdiğinde; “Hepsi birbirinden yaralı Aslı, Meral, Umut ve Serhat üzerinde ilerleyen hikaye insan olmanın ve insan olabilmenin birey üzerindeki etkisini kimi zaman gündelik bir dille, kimi zaman edebi bir dille anlatarak cinsel istismar gibi sömürülmeye çok açık bir konuyu irdeliyor. Aşk, ayrılık acısı, geleneksel aile yapısı, din-mezhep ayrışmaları, sosyal sınıf çatışması, kapalı kapılar ardında yaşanan cinsel istismarın sonuçlarının hayata yansıması bu sürükleyici romanda bir araya geliyor.”şeklinde açıklıyor. Kitapda özet baş yazı ise şöyle yer alıyor “Sevmenin acıtmadığı günlerdi, aşkın henüz ağır gelmediği, her sözün, her hareketin "O da beni seviyor"a yorulduğu, umuda teşne günlerdi. (...) Gizemli ülkelerdi görülmek istenen, ama bizimkisiydi asıl çözülmesi istenen gizem. Ertelenen yolculuk muydu yoksa bizler miydik sevgilim, bir türlü çıkılamayan yolculuklar mıydı yoksa kendimiz miydi bir türlü varamadığımız, çok isteyip de gidemeyişimiz seni uçak tuttuğundan mıydı yoksa bize tutulmaktan korktuğundan mıydı?’

‘Geçmişini bu kadar kolay reddetmen belki de çocukluğuna dair tek bir fotoğraf bulunmayışındandı. fotoğrafı çekilmemiş bir çocukluk sadece yaşanmamış değil aynı zamanda değersiz sayılırdı. insanlar neden harıl harıl fotoğraf çekiyordu, yaşamlarını belgelemek, yarına hatıra kalsın diye mi? elbette hayır. yaşadıkları anın ne kadar biricik olduğunu göstermek, her anlarını değerli kılmak, yarına hatıra kalacak kıymette bir hayat sürdüklerini kendilerine ispatlamak için fotoğraf biriktiriyordu.”

Özenli dili, derinlemesine karakter tahlilleriyle öne çıkan romanda aşk acısı ve aşk için nelerden vazgeçilebileceği sert bir dille anlatılırken, okuyan herkesin hayatından bir parça yakalaması sağlanmış. Yaşadıklarından hiçbir zaman pişmanlık duymayan dört insanı hareketli, metaforik ve akıcı bir dille anlatan Tuna, kullandığı dil ile alt kültür edebiyatında yeni bir soluk.

Gelelim Kalabalık Restaurant’da… Bahsetmeden geçmek haksızlık olur. İşletme ve Sahbi İş kadını Sevim Büyükakıncığlu’nun iki yardımcı bayan bir erkek ekibi var. Hepsi birden Mutfakda.. Hepsi birden hizmetde… Sevecen ve  samimiler.. İşlerini büyük bir çoşku içinde icra ediyorlar. Her şey son derece profesyonelce, yemeklerin lezzetine çeşidine gelince; Birbirinden nefis, unutulmayacak tatlardalar. Balık içerikli mezeler.. Yunan Ermeni mutfağı özelliği taşısada hepsi farklı. Hergün gitseniz farklı çeşit bulabileceğiniz bir rastaurant. Midyeli pilav, balıklı çerkez tavuk, balıklı müjver, balık içerikli zeytinyağlı dolma, vs. kolay kolay hiçbir yerde bulamıyacağınız çeşitler. Ayrıca son derece uygun fiyatlı.

Lansmana birde Türk sanat müziği ses sanatcısı Ayşe Nur Yağız’a Ud –Kanunla eşlik eden iki bayanın mini konseride eklersek, Lansman dahada bütünlük kazandı.

yilmazparlar@yahoo.com
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder